MEANT TO BE SEEN

Görünmez hissettiğiniz anlarda ışıldayan bir koku.

Dünyanın sizi görmezden geldiği anlar vardır; varlığınızın seyreldiği, sesinizin kısıldığı, parıltınızın kuşku ya da sessizlikle gölgelendiği anlar... Meant to Be Seen bu anlardan doğdu. Onları gizlemek için değil, yüceltmek için.

Işığın çıpası gibi işleyen bu koku; özünüzün hissedilmeyi, fark edilmeyi ve hatırlanmayı hak ettiğini sessiz ama güçlü bir şekilde hatırlatır.

Bergamotun narin parlaklığı ve menekşenin yumuşak zarafetiyle açılan koku, berrak bir nefesle başlar. Kalbinde iris yağının zengin kremsiliği, pudramsı bir dokunuşla sarılır; moxalone ve civette’in yumuşak hayvansal iziyle iç içe geçerek, kırılganlığın güce arındığı bir kavuşma anı yaratır—nazik ama kararlı.

Dip notalarda bu ışıltı beklenmedik bir sıcaklıkla bağlanır: susam ve sandal ağacı, tatlı ve gurme dokulu bir derinlik katarken; Ambrettolide ve Akigalawood kompozisyonu parlak bir ten gibi dışarıdan sarar—yumuşak, duyusal ve kalıcı.

Meant to Be Seen, yalnızca bir parfüm değil—bir bildiridir. Sessiz olanlar için. Hayalperestler için. Işığı kısılmış fakat asla kaybolmamış olanlar için.

Bu koku, sizi sessizliğinizde bulur ve şunu hatırlatır:

Hiçbir zaman saklanmak için değil, her daim görülmek için varsın.